Anasayfa İletişim K.D.HİZBULLAH Konuk Defteri Ankete Katıl

ANA MENÜ

HS İLMİYE

SON DAKİKA

EŞREFTEN ESFELE

VAN ŞEHİDLERİ

ŞEHİDLER ALBÜMÜ

SİTE ANKETİ

K.D.HİZBULLAH

AZİZ ŞEHİDLER

SON DAKİKA

TAKVİM

HÜSEYNİ SEVDA


Zillet Bizden Uzaktir | Hizbullah | Hüseyni Sevdam - Haberler | Hizbullahi Hareketin Şehidleri

islami hareketler ve sahsiyetler

İSLAMİ HAREKET VE ŞAHSİYETLERİ DEĞERLENDİRİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR


Gerek geçmişte yaşayıp günümüzde sadece eserleri ve kültürel mirasları kalan ve gerekse de günümüzde halen yaşayan ve mücadele sahnesinde olan İslami hareketleri, hareket önderlerini, ilim ve düşünce sahibi İslami şahsiyetleri değerlendirmeye tabi tutmak istediğimizde bunları, kendi dönemleri, tarihsel ve toplumsal şartları ve mücadele ortamları çerçevesinde ele alıp değerlendirmemiz gerekir. Eğer yaşadıkları zaman, mekan ve özel şartlarını göz önünde bulundurmadan ele alıp değerlendirirsek, bunları iyi tanıyamayacağımız gibi, haklarında doğru ve müspet bir sonuca da varamayız. Ayrıca, yapacağımız yanlış değerlendirme ve eleştirilerimizle bunlara haksızlık etmiş oluruz.

İslami hareketleri, kazandıkları başarılar, ulaştıkları hedefler veya toplumsal destek ve kemiyetlerine göre değerlendirmemek gerekir. Eğer bir İslami hareket hedeflerine ulaşamamış, siyasi anlamda bazı başarılar elde edememiş ve İslami hükümet kurma düzeyine gelememişse, bu durum onun yanlışlığını, haksızlığını, samimiyetsizliğini veya İslami ölçülere uygun hareket etmediğini göstermez. Böyle bir mantıkla yaklaşıp değerlendirmek ve hüküm vermek yanlış olur. Önemli olan, söz konusu hareketlerin İslami ölçüler açısından sağlıklı ve sıhhatli bir mücadele çizgisi üzerinde olmalarıdır. Eğer söz konusu hareketler her hususta İslami ölçüleri esas alıp, İslam’ın hayata hakim kılınması için mücadele etmişlerse, vardıkları sonuç ne olursa olsun, hak üzere olan İslami hareketlerdirler. Bu hareketlerin kısa ömürlü olmaları ve dar bir alanda mücadele etmeleri, hedeflerine ulaşamamaları, başarı kazanamamaları veya bazı hatalar yapmaları onların hayırla yad ve takdir edilmelerine engel değildir. Çünkü, zafer ve başarı Allah’tandır. Her Müslüman, kulluk bilinciyle hareket edip, İslami teklif ve sorumluluğunu yerine getirmekle yükümlüdür. Önemli olan bu sorumluluğun eda edilmesidir. Yoksa hak üzere olmanın ölçüsü, bu yolda başarılı olup zafer kazanma veya iktidara ulaşma değildir.

İslami hareketleri ve ümmete mal olmuş İslami şahsiyetleri ele alıp değerlendirmek isterken veya mücadelelerini ve düşüncelerini incelerken, tümden ret veya kabul şeklinde yaklaşmamak gerekir. Aynı şekilde bunları, kendi bakış açımız, duygularımız, ön yargılarımız, mezhep ve düşünce ekolümüz, teşkilati tercihlerimiz ve içinde yaşadığımız zaman ve toplumun kültürel değerleri çerçevesinde ele alıp değerlendirmekten kaçınmalıyız. Eğer bu şekilde hareket etmezsek, bunları doğru tanıyamayacağımız gibi, bunlara zulüm ve haksızlık da etmiş olabiliriz. Bize düşen; bunların mücadele tarihlerini, hayatlarını ve uygulamalarını İslami ölçüler ışığında ele alıp, her türlü tefrit ve ifrattan uzak bir şekilde, akıl, vicdan ve insaf ölçüleri çerçevesinde, kendi dönem ve şartları içerisinde değerlendirmektir. Bu inceleme ve değerlendirme neticesinde, bu hareket veya şahsiyetlerin iyi, güzel ve doğru yönlerini görüp tespit ederek istifade etmemiz gerekir. Bunların hayatlarını ve mücadelelerini birer tecrübe olarak kabul edip eğer varsa veya olmuşsa hatalarını görüp bunları tekrarlamamak için çaba göstermeliyiz.

                                                                      [ Geri Dön ]


Paylaş

 Yukarı git 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol